Kira Bedelinin Üçüncü Kişiye Ödenmesi
- Esra Dedebaş
- 6 Ağu 2023
- 2 dakikada okunur
Kiraya veren ve kiracının aralarında imzaladıkları kira sözleşmesinin şartlarını Türk Borçlar Kanunu ("TBK") çerçevesinde serbestçe belirleyebilmeleri mümkündür. Bu kapsamda, özellikle kiraya verenlerin emlakçı gibi bir aracı vasıtası ile sözleşme imzaladığı durumlarda, kira bedelinin doğrudan aracıya ödenmesi sıkça karşılaşılan bir durumdur. Ancak bu durumun yazılı olarak belirlenmemiş olması halinde, sonradan birtakım hak kayıplarına yol açması mümkündür.
TBK'nin 313. maddesi kapsamında kiracı, kira bedeli ödemekle yükümlüdür. Sözleşmede aksi yazılı olarak kararlaştırılmamışsa kira bedeli, kiraya verene ödenmelidir. Uygulamada emlakçı gibi aracı vasıtası ile imzalanan sözleşmelerde, bu yönde herhangi bir yazılı hüküm olmasa dahi, kira bedellerinin aracıya ödenmesinin sözlü olarak kararlaştırıldığı görülmektedir. Ancak bu durum sonraki süreçte kiracı açısından sorunlara yol açabilecektir.
Yargıtay'ın yerleşik içtihatları doğrultusunda kira bedelinin, aksi kararlaştırılmamış ise kiraya verene ödenmesi gerekli olup bu noktada sözlü anlaşmalar kiracı açısından ispat sorunu yaratabilecektir.
Konuya ilişkin olarak Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 26.01.2015 tarih ve 2014/5970 E., 2015/712 K. sayılı ilamında bu husus şu şekilde belirtilmiştir:
"Kira sözleşmesini davalılar, S.. G.. kiracı, G.. B.. ve Ş.. G.. kefil olarak imzalamıştır. Davacı,
kira sözleşmesine dayanarak kiracı ve kefiller hakkında 25/06/2012 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2011 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylar kirası 2.400 TL kira alacağının tahsilini talep etmiştir. Sözleşmede kira borcunun ifa yerine ilişkin hüküm bulunmaması veya sonradan tarafların anlaşması ile ödeme yeri veya kişinin belirlenmemesi veya kiraya veren tarafından kira parasının tahsili hususunda bir başkasının yetkili kılınmaması durumunda borçlu ancak bizzat alacaklıya ödeme yapmakla borcundan kurtulur. Üçüncü kişiye yapılan ödeme borçluyu borcundan kurtarmaz. Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinde kira bedelinin kiraya veren dışında bir kişiye veya kefile yapılacağına ilişkin bir düzenleme olmadığı gibi davacı tarafından kefil Ş.. G..'e tahsil ettiği kira bedellerini üçüncü kişilere ödemesi hususunda verilmiş bir talimat da yoktur. Bu nedenle yetkisiz kişiye yapılan ödemenin usulüne uygun ödeme sayılamayacağı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır."
Yine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 28.03.2017 tarih ve 2017/1881 E., 2017/4519 K. sayılı ilamı şöyledir:
"Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.
Davalı kiracı yargılama aşamasında, kira sözleşmesinin başlangıç tarihinden itibaren 2 yıllık kira bedelinin davacının annesi hesabına yatırıldığını, bu şekilde 2 yıllık kira borcunu ödediğini savunmuş ve ödeme dekontunu dosyaya sunmuştur. Buna göre; 10.02.2014 tarihinde ...l tarafından davacının annesi ... hesabına “ ...’ın oğlu ...’a ait 2 senelik konut kira bedeli” açıklaması ile 7.000,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Kira bedeli aksi kararlaştırılmadıkça kiraya verene ödenmesi gereken borçlardan olup üçüncü kişiye yapılan ödeme kiracıyı borcundan kurtarmaz. Bu nedenle davacı alacaklı tarafından kira ödemesi olarak kabul edilmeyen üçüncü şahıs adına yapılan ödemeler davalı kiracı şirketi borçtan kurtarmaz. Bu nedenle mahkemece bu husus dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacı tarafça kabul edilmeyen anılan ödemenin takip konusu kira alacağına ilişkin olduğu kabul edilerek yazılı şekilde davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının kısmen kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir."
Sonuç olarak, kira bedellerinin aksi yazılı olarak kararlaştırılmadıkça kiraya verene ödenmesi gerekli olup kira bedelinin üçüncü kişiye ödenmesi kiracıyı kira ödeme borcundan kurtarmaz. Sonrasında uyuşmazlık yaşamama adına kira sözleşmesi akdedilirken bu hususa dikkat edilmesi önemlidir.