top of page

Tarihsiz Tahliye Taahhütnamesinin Geçerliliği

  • Yazarın fotoğrafı: Esra Dedebaş
    Esra Dedebaş
  • 17 Tem 2023
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 24 Tem 2023

Tahliye taahhütnamesi Türk Borçlar Kanunu'nun 352/1. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili madde uyarınca "Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir".


Tahliye taahhüdüne dayalı olarak tahliyeyi sağlamak için gerekli şartlar;

(i) tahliye taahhüdünün yazılı şekilde yapılması,

(ii) taahhüdün kiracı ya da yetkili temsilcisi vasıtasıyla verilmesi,

(iii) tahliye taahhüdünde tahliye tarihinin belirtilmiş olması,

(iv) taahhüdün kiralananın teslim edilmesinden sonra verilmesidir.


Madde metninden de görüleceği üzere tahliye taahhüdü "kiralananın teslim edilmesinden sonra" düzenleneceğinden, taahhütnamede yer alan imza tarihi kira sözleşmesiyle aynı tarihli olamayacaktır. Ancak uygulamada tahliye taahhüdünde yer alan tarihler boş bırakılarak imzalanan tarihsiz tahliye taahhütnamesine sıklıkla rastlanılmaktadır.


Bu noktada Yargıtay tarih kısımları boş bırakılarak imzalanan tahliye taahhüdünün, sözleşme ile aynı tarihli olduğunu kiracının yazılı delil ile ispatlaması gerektiği, aksi halde taahhüdün geçerli olacağı görüşündedir:


Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 19.02.2007 tarih 12786 E./1515 K. sayılı kararı uyarınca;

"...Davaya ve icra takibine dayanak yapılan imzası davalı kiracı tarafından inkar edilmeyen tahliye taahhütnamesinde "halen kiracısı bulunduğum..." ibaresi yazılıdır. Taahhütnamenin içeriğinden taahhüdün kira ilişkisi devam ederken verildiği açıkça anlaşılmaktadır. İmzası inkar olunmayan taahhüdün içeriğinin doğru olduğunun ve boş bırakılan kısımların sonradan doldurma konusunda kiralayana yetki verildiğinin kabulü gerekir. Davalının taahhüdün, sözleşme ile aynı tarihte alındığına, tarih kısımlarının sonradan doldurulduğuna ilişkin savunmanın aynı kuvvete haiz yazılı delille kanıtlanması gerekir. Davalı bu kuvvette bir delil getiremediğine göre, kiralananda oturulurken serbest irade ile verilen ve imzası inkar edilmeyen taahhütnamenin geçerli olduğunun kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve kiralananın tahliyesine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir."


Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 28.09.2021 tarih ve 2017/975 E., 2021/1108 K. sayılı kararı uyarınca;

"Kira sözleşmesinin yapılması sırasında tarihleri boş olan ve kiracı tarafından imzalanan tahliye taahhüdü alınması durumunda, bu belgenin kiralananın teslimi öncesinde tarihlerinin boş olarak verildiği ve anlaşmaya aykırı olarak sonradan tamamlandığına ilişkin savunmanın kanıtlanması gerekir. Bu şekilde yani düzenleme ve boşaltma tarihlerinin sonradan tamamlanması belgenin geçersizliğini gerekmediği gibi bu tarihlerin anlaşmaya aykırı olarak tamamlandığına ilişkin iddia kiracı tarafından ispatlanmalıdır (Kanık, s. 1293).


Yapılan açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacı vekili davalı …’un dava konusu taşınmazda 05.03.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi gereğince aylık 3.350TL kira bedeli ile kiracı olduğunu, davalının dört yıldır kiracı olarak bulunduğu işyerini son dönem başından sonra verdiği 14.03.2013 tarihli taahhütname ile 04.03.2014 tarihinde boşaltacağını kayıtsız ve şartsız olarak kabul ettiğini, davalının yazılı taahhüdüne uymadığını ileri sürerek taahhüt nedeniyle kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davaya dayanak yapılan tahliye taahhüdünün davacı tarafça kira sözleşmesinin imza edildiği tarihten önce alındığını, davacının, taşınmazın kiracı sıfatıyla kullanılabilmesinin ön şartı olarak ileri sürdüğü taahhütnameyi müvekkiline manevi cebir altında imzalattığını, bu şekilde imza edilen taahhüt tarafların gerçek iradelerini yansıtmaktan uzak olduğundan geçerli olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş ise de yukarıda da belirtildiği üzere TMK'nın 6. ve HMK’nın 190. maddesi gereğince ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Tahliye taahhütnamesinin kira sözleşmesinden önce imzalatıldığını iddia eden davalı kiracı bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bu durumda mahkemece ispat yükümlülüğü ters çevrilerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir."


DEDEBAŞ-DEMİR hukuk bürosu logosu

©2023, DD Hukuk ve Danışmanlık

bottom of page